- Bien qu'il fasse très froid, les élèves vont à l'école.
- Çok soğuk olmasına rağmen çocuklar okula gidiyorlar.
- Bien qu'il soit inquiet, il n'en laisse rien paraître.
- Endişeli olduğu halde bunu hiç belli etmez.
- Bien que tu sois très gentil, il n’est jamais content.
- Çok nazik olmana rağmen bundan hiç memnun değil.
- Bien que les jeunes soient inquiets pour leur avenir, ils restent positifs.
- Gençler gelecekleri konusunda endişeli oldukları halde, pozitif kalıyorlar.
- Mon collègue n'a pas accepté l'invitation bien qu'il ait le temps.
- Arkadaşım vakti olduğu halde daveti kabul etmedi.
- Bien que les enfants aient réussi leur exercice, ils n'ont pas été récompensés.
- Öğrenciler alıştırmalı başarıyla bitirdikleri halde ödüllendirmediler.
- Bien qu'il fasse très beau, nous avons pas envie de sortir!
- Hava çok güzel olduğu halde canımız dışarı çıkmak istemiyor.
- Puis-je changer mon billet, bien que je l’aie acheté en promotion ?
- Biletimi promosyon olarak almış olmama rağmen değiştirebilir miyim?
- Bien que le cuisinier ait changé, le restaurant n’a pas perdu de clients.
- Aşçısını değiştirmesine rağmen, restoran müşterilerini kaybetmedi.
⧭ Pekala ''bien que'' kullanımı hususunda aşağıdaki iki cümle için bir farklılık olduğunu söyleyebilir miyiz?
- Sache bien que c'est la dernière fois que je t'aide !
- Je vois bien que tu n'as pas fini ton travail.
Sorularınızı yorum kısmında paylaşabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder